14 yaşında uyuyup tam 32 yıl boyunca uyanmayan kızın acayip öyküsü

EşkiŞeyler’de yer alan bilgilere göre; 14 yaşındaki Karolina Olsson’un hikâyesini duyanlar kulaklarını inanamadı.

14 yaşındaki genç kızın hikâyesinde birbirinden ilginç olaylar yer aldı.

Bir gece uyumaya giden Karolina 32 sene boyunca uyanmadı, modern psikiyatri bakış açısıyla yapılan yeni bir değerlendirmeyle birlikte tıbbi tarihsel açıdan oldukça dikkat çekici bir konu olan Karolina Olsson’un korku filmlerini aratmayacak ilginç hikâyesi yıllar sonra bile dikkatleri üzerine dikkat çekti.

1862 yılında doğan Karolina, İsveç’in Mönsteros yakınlarındaki küçük bir köy olan Oknö’de beşkardeşli bir ailenin tek kızı olarak dünyaya geldi. Genç kızın hayatı okuldan eve dönerken ayağının takılıp kafasını kaldırıma sert bir şekilde çarpmasıyla sonsuza kadar değişti.

DİŞİ AĞRIYINCA BÜYÜ VAR SANDILAR

Yaraları iyileşen Karolina hayatına devam etti ama herkes onun tamamen iyileştiğini düşünürken 22 Şubat 1876 tarihinde genç kız dişinin ağrıdığını söyledi. Ailesi, kızın üzerinde “büyü” olduğunu düşündü ve derhal yatağına gitmesi gerektiğini söyledi. Aile bu talimatı verirken, genç kızın 32 yıl boyunca uyanmayacağını bilmiyordu. Ancak Karolina’nın daldığı uyku tam 32 yıl sürecekti.

Genç kızı muayene eden doktorlar, Karolina’yı incelediğinde ölü gibi görünmesine rağmen kızın saçlarının ve tırnakları uzamadığını ve hiçbir şey yememesine rağmen kilo vermediğini fark etti.

Altı yıl sonra, Karolina elektroşok tedavisi için bulunduğu yerden Oskarshamn şehrine nakledildi. Fakat bu yolculuk da işe yaramadı. Doktorlar onu tekrar eve gönderdi ve ailesine sadece bir mucizenin kızı kurtarabileceğini söyledi.

Karolina, uyku halindeyken katı yiyecek yememiş, ancak şekerli sütle beslenmişti. Hastane tarafından konulan teşhis, onun demansla ilişkili bir tür felçten olabileceğini söyledi. Ancak bu vakada ilginç olan şey, bedensel durumuna rağmen zihninin hala aktif olmasıydı, çünkü çevreye tepki verebilmesiydi. Karolina’nın ailesi bunu, yıllar sonra Karolina’nın kardeşlerinden biri öldüğünde fark etti.

UYURKEN AĞLIYORDU

Karolina uyuyor olmasına rağmen ağlıyordu. Tarihler 3 Nisan’ı 1908’i gösterdiğinde evde çalışan bir kadın Karolina’yı yerde sürünürken buldu. Genç kız zayıf ve solgun görünüyordu, ışığa karşı hassasiyeti vardı ve konuşmakta biraz zorluk çekiyordu. Söz konusu haber büyük heyecan yarattı. Muhabirler, doktorlar ve meraklılar onun deneyimlerini dinlemek için acilen Oknö’ye gitti.

UYANDIĞINDA 46 YAŞINDAYDI AMA KENDİNİ 14 YAŞINDA SANIYORDU

Genç kız uyandığında aradan geçen 32 yıla dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Karolina’ya göre, hala 14 yaşında bir kızdı ve uyuduğu gecenin ertesi sabahı uyanmıştı. Oysa genç kız artık 46 yaşındaydı. Garip olan ise 25- 30 yaşlarında bir genç kadın görünüyordu. Stockholm’da psikiyatrik testlere tabi tutuldu ve uyumadan önce sahip olduğu tüm yetenekleri koruduğu tespit edildi.

Bo Holmstedt, 1924’te altı yaşındayken “uyuyan kız”la tanışmasını şöyle anlattı:

“Bir gün ahşap merdivenlerden inip ön tarafa çıktığımda bir yılanın üzerine basmak üzereydim. Hemen geri çekildim ve yaşlı bir kişi müdahale ederek engerek yılanını öldürdü. Bu kişi, Karolina Olsson’du. Yılanı kürekle alarak evin diğer tarafındaki karınca yuvasına doğru gitti ve ölü yılanı oraya attı. Annem ve babam bana Karolina’nın uzun yıllar boyunca uyuduğunu söyledi. O zamanlar muhtemelen bunun ne demek olduğunun anlamamıştım ama önemli bir şey olarak değerlendirildiğini hatırlıyorum. Bu durumu tartışmak için çok nedenlerim oldu. Katkıda bulunacak detaylar olmadığı için uzun yıllar boyunca konunu pek üstünde durmadım ancak tıp eğitimim sırasında “Soverskan Pa Oknö” ile ilgili bir referansa rastladım. Bu dikkate değer vaka hakkında bilgi bulmak için 1989 yılında otobiyografik notlar almaya başladım. Profesör Nils Antoni’nin nöroloji dersi sırasında, Avrupa’yı kasıp kavuran bir salgın olan uyku hastalığı hakkında çok şey duyduk. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avusturyalı ünlü nörolog Von Economo’nun adını taşıyan ve bir beyin iltihabı olan bu hastalıktan yola çıkarak literatür araştırmaya başladım ve 1930’a kadar “Soverskan Pa Oknö”den en ufak bir söz bile bulamadan 1915’ten itibaren referans kitaplarını incelemeye başladım. Sonunda aradığı makale bulundu… Bu makale 1910 yılında Oknö’yü ziyaret eden Stockholm’ü psikiyatrist Harald Fröderström tarafından yazılmıştır. 1912’de Nouvelle Iconographie de la Salpetriere’de “la dormeuse d’oknö – 21 ans de stupeur. guerison complete” hakkında daha uzun bir açıklama yayınlanmıştır.

1910 tarihli bir gazete makalesinde şöyle deniyor:

“Ruh ve öz-farkındalık alanlarında uzman olan genç bir bilim adamı, kuşkusuz hiç de öyle olmayan bu tuhaf hastalık vakası hakkında mümkün olduğu kadar ayrıntılı bilgi edinmek için geçen hafta Mönsterås’ta birkaç gün geçirdi. Bu durum bilim adına benzersizdir.”

Bu genç bilim adamı olan 36 yaşındaki Harald Fröderström, o zamanlar Stockholm hastanesi ‘de (1876-1944) asistan doktordu. Hocası Profesör Gadelius’un desteği ile 1910’un sonunda Stockholms Tidningen tarafından Karolina Olsson’u yerinde inceleme görevini aldı. Bu çalışmalar, dergide üç makalenin yayınlanmasına yol açtı. Fröderström, 20. yüzyılın başlarında çeşitli psikiyatri kliniklerinde askeri doktor olarak görev yaptı ve 1913’ten itibaren psikiyatrist olarak çalışmaya başladı.

14 YAŞINDAK KIZ İÇİN GELİŞTİRİLEN TEORİLER

Karolina’nın zaman zaman uyandığı, İsa’ya dua ettiği iddia ediliyor. Belki de Karolina psikolojik durumundan dolayı uyanmayı seçmiyordu; en nihayetinde bütün gün yatakta kalan, sadece birkaç kelime konuşan ve çok az yemek yiyen insanlara dair birçok psikolojik vaka bulunuyor.

Yazılanlar arasında bir psikiyatristin Karolina’nın zaman zaman gözlerini kapattığını ve kendi iradesiyle yanıt vermediğini, muhtemelen nadir görülen bir psikiyatrik durumdan mustarip olabileceğini öne sürdüğü bilgiler de var. Karolina’nın testlere yanıt vermemesi, vakayla ilgili olabilecek nadir bir duruma da işaret ediyor olabilir.

Elektroşok tedavisinden sonra Karolina normale dönmüş olabilirdi çünkü bu tedaviden sonra doktorlar ziyaretleri kesti ve aileye umutla beklemesi gerektiğini söylediler. Belki de durum gerçekten buydu; Karolina nadir görülen bir tıbbi durumla karşı karşıyaydı ancak bir şekilde hayata dönmeyi başarmıştı.

UYANDIKTAN SONRA HAYATINA GERİ DÖNDÜ VE 40 YIL DAHA YAŞADI

5 Nisan 1950’de 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Carolina’nın eşsiz hikâyesi onun “Oknö’nün uyuyan güzeli” olarak anılmasını sağladı.

Karolina’nın akrabalarından biri olan Marianne Nilsson, “uyuyan kadın Karolina Olsson” hakkında şöyle konuştu:

Karolina’nın eşi benzeri görülmemiş uyku süresinin ardındaki nedenleri çözmek, dönemin tıp profesyonelleri için zorlu bir görev olmuştur. nörolojik durumlar, psikolojik travma ve hormonal dengesizliklerle ilgili birçok teori öne sürülmüş ancak, modern tanı araçlarına ve uyku tıbbındaki ilerlemelere erişim olmadan, altında yatan mekanizmaları anlamak mümkün olmamıştır.

Karolina’nın hikâyesinin ailesi üzerinde yarattığı fiziksel ve duygusal yüklenmeye rağmen, halkın gözündeki sarsılmaz varlığı bilimsel merakı oldukça körüklemiş ve tıp dünyasını, uyku ve uykunun insan sağlığı üzerindeki etkisini anlama konusunda araştırmalara teşvik etmiştir.

O dönemdeki bir teori ile Karolina’nın uykusunun, hareketsizlik ve bilinçsizlik dönemleriyle karakterize bir durum olan histerik katalepsi sonucu olduğunu öne sürülmüştür. Bu açıklama, geniş çapta tartışılsa da, teori uyku bölümlerinin olağanüstü uzunluğunu hesaba katmadığı için durumunu kapsamlı bir şekilde anlamamızı sağlamaya yetmemiştir.

BEYİN KANAMASI GEÇİREREK ÖLDÜ

Karolina Olsson, 1908’de uyandığında normal bir hayata başlamış ve 1950’de beyin kanaması sonucu ölene kadar sağlıklı bir şekilde yaşamıştır.

FOTOĞRAFLARI ÇEKİLDİ

Yatalak “yeni uyanmış” Karolina Olsson’un fotoğrafları uyandıktan 11 gün sonra çekildi.

Fotoğrafları çeken muhabir toplantı hakkında şöyle dedi:

“Muhabirin yukarıda bahsedilen Oknö ziyaretini yaptığı gün, buraya uzun bir yoldan gelen ilgili bir gazetecinin düzenlemesiyle Karolina’nın yatağında dinlenirken bir fotoğrafı da çekildi. Münhasır haklar, muhtemelen yakında en rahatsız edici gazetelerimizin bazılarında yeniden basılacak.”

Karolina’nın hastalığı süresince eğitimli bir psikiyatrist tarafından muayene edilmediği söylenebilir. O zamanlar bu uzmanların sayısı son derece sınırlıydı ve orada bulunan az sayıda kişi, devletin akıl sağlığı hizmetlerine bağlıydı. Soruşturma uyanıştan iki yıl sonra gerçekleşti ve Fröderström bu nedenle davayı yeniden yapılandırma görevine atandı.

Karolina, birkaç kez gazetecilerle röportaj yapmış ancak hastalığı çevreleyen koşullar ve iyileşmenin gerçekleştiği koşullar hakkında ciddi bir çalışma yapılmamıştır.

Karolina’nın hikâyesiyle ilgili tıbbi kayıtlara ulaşmak, kaynaklar yeterli olmadığı ve bu tür kayıtlar büyük bir özenle tutulsa bile, özellikle psikiyatrik teşhislerin henüz gelişmediği bir döneme ait oldukları için oldukça sınırlıdır.

Oskarshamn Hastanesi’ndeki on yıllık tıbbi kayıtlar incelendiğinde, teşhisin çarpıcı biçimde sık sık ortaya çıktığı, bazen bu teşhise elektro terapi ve potasyum bromürün uygulandığına dair bir notun da eklendiği görülmüştür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir