Bakanlığın başlattığı gece müzeciliğini bilim insanlarına sorduk

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2024 yılı hedeflerinin arasında olan geleceğe miras projesi kapsamında başlayan gece müzeciliği soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bilim insanlarını korkutan unsurların başında; güvenlik önlemleri, personel sayısı, ziyaretçi sayısı ve yapılan aydınlatmaların tahribata yol açıp açmayacağı yönünde. Bu uygulamanın her gün yapılması ise başka bir tartışma konusu. 

Bu proje kapsamında bakanlığın hedefi, Ege ve Akdeniz sahilleri boyunca uzanan tarihi ve turizm değeri yüksek ören yerlerinin, gece saatlerinde de ziyaret edilebilmesi… Şu an için gece ziyaret edilebilen antik kentler İzmir’deki Efes, Denizli’deki Hierapolis ile Antalya’daki Side, Aspendos ve Patara ören yeri oldu.

SEZON 12 AY!

Devamı olacak mı? sorusunun cevabı evet. Sırada, Antalya’daki Olympos, Syedra ve Perge var. Gelecek hedef ise Çanakkale Assos’tan başlayarak tüm Ege ve Akdeniz kıyısı boyunca antik kentleri turizme dahil ederek sezonu 12 aya çıkarmak.

Gece Müzeciliği kapsamında Efes ören yerinin kapanış saati 1 Ekim’e kadar 00.00 olarak belirlendi. 

Bakanlık görevlilerinden öğrendiğimiz bilgilere göre ise ziyaretçi sayısındaki son rakamlar şöyle: İzmir Efes ören yeri: 157.187, Denizli Hierapolis (Pamukkale) ören yeri 48.814, Side Tiyatrosu 16.083…

GÖBEKLİTEPE VE KARAHANTEPE KAZI BAŞKANI NECMİ KARUL

Türkiye için büyük bir açıkhava müzesi metaforu kullanılır, bunu hakkedecek çok sayıda ören yerimiz var ve bu yerler genelde en çok seyahat edilen yaz aylarında gezilir. Kuşkusuz sıcak aylarda büyük bir ören yerini gezmekte zorlanırsınız. Mısır gibi sıcak ülkelerde bunun örnekleri var. Dolayısıyla bazı durumlarda arkeolojik alanlar, özellikle çalışmaların tamamlandığı yerler ya da müzeler gece ziyaret edilebilir. Tabi bu her yer yerin gece gezilebileceği anlamına gelmez; alan üzerindeki ziyaretçi baskısından, güvenliğe, yeterli personel sayısına ya da elektrik düzenekleri vs bir çok parametre dikkate alınmalı ve başta koruma uzmanları ve arkeologlar olmak üzere iyi etüt edilerek karar verilmeli.

ARKEOLOGLAR DERNEĞİ BAŞKANI BÜLENT TÜRKMEN 

Her şeyden önce ören yerlerinin, arkeolojik alanların bir sürü problemi var ve öncelikli olarak bunların giderilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Her anlamda çok büyük bir tahribat yaşanıyor ve bu duruma dair acil önlemler alınmalı. Maalesef ülkemizde kültürel miras turizm odaklı bir bakış açısıyla değerlendirilmekte ve yapılan uygulamalar da bu biçimde yapılmakta. Bu yapılan uygulama da tam da bu bakış açısının bir yansımasıdır. Elbette bu tür uygulamalar uygun olan ören yerleri için yapılabilir. Ama bunda da en büyük kaygı yapılan uygulamanın nasıl yapılacağıdır. Aydınlatmada kullanılacak malzemeden, nasıl uygulanacağına, işin uzmanlarıyla yapılıp yapılmadığına, güvenliğinden ziyaretçi baskısının değerlendirilmesine kadar çok yönlü bir şekilde planlanarak hayata geçilmesi gerekmektedir.

ARKEOLOG MUSTAFA KOÇAK

Antalya en yoğun zamanını yazın yaşıyor. Bana sorarsanız tarihi yerleri gezmek için bahar ya da kış aylarında gelip görsünler derim. O dönemlerde deneyimlemek çok daha verimli olur. Gece gezmelerinin dünyada örnekleri var mesela Petra antik kenti de gece gezilebiliyor. Farklı bir atmosfer oluşuyor. Patara antik kentini gündüz gezmek hiç kolay değil çünkü hava çok sıcak oluyor. Ama gece gezmesi daha rahat. Güvenlik için Patara da bir sorunumuz yok her yer kamera ile korunuyor. Tahribat korkusuna gelirsek, bu gündüz de olabiliyor. Sonuç olarak, öğrendiğime göre gündüz gezenlerin sayısı, gece gezenlere oranla hâlâ yüksek. Bunun nedeni de uygulamanın yeni olması olabilir. 

ARKEOLOG DOÇ. DR. ALİ UMUT TÜRKCAN

Antik kentlerin veya ören yerlerinin gece ziyareti bir yandan ilginç ve hoş gelen bir uygulama gözüküyor. Müzeler günü vesilesi ile Avrupa da yapılan gece ziyaretlerinin belki de ülkemizde de alışılması ile yaygınlaşması istenmiştir, tam bilgim yok.

Ancak yaz aylarında gündüzleri ziyaretçi sayısı beklenmedik şekilde artabiliyor. Bunların kontrolü bile problem olabiliyor. Zaten bu çok popüler alanlarda sayı sınırlaması düşünülmeli. Gece Efes’te başlayan bu uygulama Hierapolis ve Patara antik kentlerinde de uygulanıyor. Umarım bu kentlerle sınırlı kalır. Bu maliyetler ve en önemlisi artan güvenlik, nöbetçi müzeciler gibi yeni personel ihtiyaçları çıkartabilir. Herseyin ötesinde gece görüşü geniş dijital kamera ve alanı sınırlayan alarm sistemleri de yapılması gerektirecek uzun bir süreç, gece güvenliği gündüze göre sadece süre meselesi değil gerçekten kat ve kat dezavantajlı bir alana sokmakta. Beklenmedik bir olayda tahribat, hırsızlık olabilir. Bu da durumu telafisi zor bir sürece sokabilir.